Karadeniz Gençlik
 
  Ana Sayfa
  İletişim
  BİYOGRAFİLER
  KADROM
  Ziyaretçi defteri
  karışık müzik
  LAZ
  => laz-kitap
  => laz tarihi
  => laz video
  => LAZ YEMEK
  => lazistan
  => LAZ KÖKENLİ SANATÇILAR
  => LAZ SPOR
  => HANGİ KARADENİZ İLİNİN NEYİ MEŞHUR
  f
LAZ KÖKENLİ SANATÇILAR

ADNAN YILMAZ (KONT ADNAN)
 
 
AHU TÜRKPENÇE
 
BAYAR ŞAHİN
1965 yılında Borçka’nın Macaheli (şimdiki adı Camili) köyünde doğdu. İlköğrenimini köyünde tamamladı. İlk müzik derslerini annesi Hanife Şahin, sonra da ağabeyi Celal Şahin’den aldı. 13 yaşında ailesiyle birlikte İstanbul’a, bir yıl sonrada Almanya’ya gitti ve eğitimini orada sürdürdü. Türkiye’ye döndükten sonra sırasıyla Hüseyin Fırtına Müzik Okulu, Folklor Kurumu ve İstanbul Belediye Konservatuarı bünyesinde müzik eğitimi aldı. Askerlik dönüşü uzun süre bağlama ve nefesli çalgılarıyla birçok sanatçıya eşlik etti ve çeşitli müzik grubunda görev aldı. Ayrıca kendi kurduğu, içinde Gürcü müzisyenlerin de yer aldığı grubuyla başta Türkiye, Gürcistan ve Almanya olmak üzere birçok yerde konserler verdi, etkinliklere katıldı. Bu grupla geleneksel Kafkas polifonisi temelinde birçok başka sanatçıya albümlerinde eşlik etti. Gürcü halk müziğinin unutulmakta olan otantik çoksesli özelliklerini bugüne taşıyan Macaheli Çoksesli Halk Şarkıları Topluluğuna ilişkin uzun süreli bir çalışma sonucu doğal ortamında kayıtlar yaparak müzik dünyasına yeniden kazandırdı. 2006 yılında Gürcistan’da »Gelino« adlı şarkıyla Altın CD Ödülü ve Gürcistan Kültür Bakanlığı tarafından 2007 yılında düzenlenen yarışmada »Ho Ra Ginda« adlı bestesiyle Jüri Özel Ödülü aldı. Çeşitli radyo ve televizyon programları hazırlayıp sunan Bayar Şahin, müzik çalışmalarını beste, derleme, yönetmenlik ve tonmaisterlik boyutunda da sürdürmektedir. Türkçe, Gürcüce, Lazca, Megrelce ve Hemşince olarak seslendirdiği eserlerinin önemli bir bölümünü ise »Horona Çağrı«, (1997), »Rüzgara«, (2000) ve »Bani«, (2003), »Cilveloy«, (2005) adlı albümleri Türkiye ve Gürcistan’da yayınlandı.
 
BİROL TOPALOĞLU
Rize’nin Pazar ilçesi Apso (Suçatı) köyünde dünyaya geldi. Çocukluğu annesinden duyduğu ninniler, destanlar ve ağıtlarla geçti. Köy düğünlerinde hayranlıkla dinlediği tulum ve kemençenin sesi ise ileride hayatının akışını değiştirecekti. İlk kemençesi mısır gövdesinden (ğeri), ilk tulumu da kabak yaprağı ve sıyrılmış taze kızılağaç dalındandı. 10 yaşında ağabeyinin sayesinde bağlama ile tanıştı. Gaziantep ODTÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü’nde öğrenim görürken Türk Halk Bilimleri Topluluğu (THBT) çalışmalarına katıldı. Bu yıllarda sahnelemek üzere halk ozanları üzerine yaptığı araştırmalar, halk edebiyatının ve derlemelerin önemini farkettirdi. Böylece Laz ve Karadeniz halk şarkıları üzerine araştırma ve derlemelere başladı. Öğrenimini tamamladıktan sonra mühendislik alanında kısa bir süre, yurt içi ve yurt dışında çeşitli projelerde yer aldı. Sonrasında ise müziği amatör bir uğraşın ötesinde, bir ifade ve yaşam biçimi olarak seçti. Bu seçimde ilkokul sıralarına kadar bildiği tek dil olan Lazca; ve doğup büyüdüğü kültürü doğru bir şekilde anlatma isteği etkili oldu. Uzun yıllar bağlama çalmasına rağmen, yaptığı müziğin yapısına uygun olarak geleneksel çalgılar olan tulum, kemençe ve çonguriye yöneldi. Tahta zeminde oynanan horonlardan çıkan ayak seslerinden esinlenerek Ğuni (karakovan) adını verdiği ağaçtan yapılmış müzik aletini, vurmalı çalgılara kazandırdı.
Popüler Karadeniz müziğinde yozlaştırılarak kullanılan tulum ve kemençenin, aslına uygun bir şekilde icra edilerek de geniş kitlelere ulaşabileceğini gösterdi. Yaptığı müzikte bazı yöresel olmayan, modern enstrümanlara da yer vermesine rağmen bunların geleneksel yapıyı bozmamasına özen gösterdi. Gerek Türkiye, gerekse yurt dışında birçok önemli konser, festival ve etkinliklerde yer alarak yerel değerlerin aslında ne kadar evrensel olduğunu da göstermiş oldu.
1997’de Kalan Müzik etiketi ile dünyada tamamı Lazca şarkılardan oluşan ilk albümü “Heyamo”' yu yaptı. Bu albümde yer alan “Heyamo” ve “Didou Nana” şarkıları aynı yıl Fransa-Marsilya’da yapılan Dünya Etnik Müzik Fuarı’nda ilgi odağı oldu.
“Heyamo” ve daha sonraki albümlerinde Laz aydını Helimişi Xasani’nin şarkılarına yer vererek onun ilk kez Türkiye ve dünyada tanınmasına vesile oldu.
İstanbul’daki ilk konserini 1997 yılında 2. İstanbul Müzik Şenliği kapsamında verdi. 1998 yılında Salkım Söğüt albümünde üç Karadeniz şarkısı ile yer aldı. Bu albümde yer alan “Nokta Ana” destanı büyük ilgi gördü. 1999 yılında İngiltere’de basılan World Music-The Rough Guide kitabında Laz Müziği kavramının etnik müzik literatürüne girmesini sağladı.
2000 yılında ikinci solo Albümü Aravani’yi çıkarttı. 2001 yılında iki CD ve kitapçıktan oluşan arşiv ve derleme albümü “Lazeburi”yi hazırladı.
2001 yılında Amerika’da “The Best of Heyamo and Aravani” 7/8 Music Productions’dan çıktı. Aynı yıl Amerika çapında bir turne gerçekleştirdi.
2002 yılında İspanyol gaida sanatçısı Hevia ve 2004 yılında Ermeni duduk sanatçısı Djivan Gasparyan ile ortak projelerde yer aldı.
2006 yılında Kalan Müzik’ten çıkan Anadolu Ninnileri adlı albümde Kaçkar Yaylası’ndan derleyip kaydettiği otantik üç Lazca ninni ile katkıda bulundu.
 
 
BİZUM GÖNÜL
 
 
CENGİZ KURTOĞLU
01.09.1959, Artvin''in Arhavi ilçesinde doğdu.Müzik yaşamından önce memleketinde bulunan çay fabrikasında memur olarak çalıştı.Daha sonra Arhavi''de Ciha Dağı Efsanesi isimli bir orkestra kurarak amatör müzik çalışmalarına başladı. Ardından 1979 yılında askere gitti ve o yıl ilk çocuğu olan Orçun dünyaya geldi.Askerliğini Ankara''da yapan KURTOĞLU bir süre memleketinde kaldı ve 1982 yılında İstanbul''a geldi. Burda amatör bir demo doldurarak ünlü plakçı Şahin ÖZER''e demoyu gönderdi ve o zamandan sonra hayatı değişti. Şahin ÖZER demoyu dinledi ve beğendi. Çıkan ilk albümüyle yüz binlerin daha sonra da albümleri ile milyonların sevgilisi oldu.

20 yıldır mutlu bir evlilik sürdüren Cengiz KURTOĞLU''nun Aylin isminde bir kız, Orçun ve Aydın isimli iki erkek çocuğu vardır.
 
 
CİMİLLİ İBO
 
ERKAN OCAKLI
1949 yılında Trabzon’da doğdu. Aslen Artvin Arhavi’li. Çocukluğu Maçka’da geçti. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi mezunu. Kırka yakın albüm yaptı. Altı tane de filmde oynadı, yönetmenlik yaptı. Televizyon programları yaptı. İki kere evlendi, iki çocuğu var.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
FERHAN ŞENSOY
 
FUAT SAKA
Müziğine `Lazca-caz' yakıştırması yapılan Fuat Saka, Trabzon´da başladığı müzik yaşamını 20 yıl Avrupa´da sürdürdü. Saka yaklaşık dört yıldan bu yana da Türkiye´de albümler çıkarıyor. Karadeniz´de, kemençe seslerine eşlik eden horonlarla büyümüş, tipik bir Karadenizli olan Fuat Saka. 1980´li yılların başında Türkiye´den giden ve artık 50´li yaşlarına merdiven dayamış bu sanatçıyı, son yıllarda Türk müzikseverler de yakından tanımaya başladı. Hatta birbiri ardına gelen `Lazutlar' çalışmalarıyla fanatik bir hayran kitlesi bile oluştu. Bu projeden önce Karadeniz müzikleri tarzında çalışma yapmayan ama önceki albümlerine de birer tane Karadeniz türküsü mutlaka koyan Saka, 40´lı yaşlardan sonra insanlarda biraz geriye dönüş başladığını düşünüyor. Yaptığı müziklerle bir kültür elçisi gibi çalışıyor Fuat Saka, Yunanistan´da festivallere katılıyor ve turnelere gidiyor. Türkiye´de müzik yapmayı seviyor ama diğer yandan da uzun yıllar yaşadığı Avrupa ile bağlarını kültürel anlamda kesmeyi asla düşünmüyor. Tiyatro ve film müziklerinin yanı sıra Fuat Saka uluslar arası bir çok solo konser verdi, Almanya, Fransa, Danimarka ve Türkiye’den birçok müzisyenle çalıştı. Müzik hayatını İstanbul – Hamburg – Paris üçgeninde sürdüren sanatçının grubu Alman, Amerikalı, Gürcü ve Azerbaycan’lı müzisyenlerden oluşuyor.
 
 
 
GÖKHAN BİRBEN
Rize’nin Atina (Pazar) ilçesine bağlı Xaçapit (Subaşı) Köyünde doğdu. 12 yaşına kadar köyünde yaşadı. Daha sonra İstanbul’a gitti. İki-üç sene sonra değişik işyerlerinde çalışmaya başladı. Fenerbahçe genç takımında 2 yıl futbol oynadı. Bir dönem Kadıköy Kuşdili Musikî Cemiyetinde müzik eğitimi aldı. İstanbul’dan köyüne döndüğünde radyo programları yapmaya başladı. Radyo programlarında söylediği şarkılar çok güzel tepkiler alıyordu ve bir albüm çıkarması noktasında istekler geliyordu. Çocukken annesinden ve köyündeki yaşlı kadınlardan duymuş olduğu şarkıları tulumun tınısına çok yakın bir tonla söyleme yeteneğine sahipti. Daha önceden de tanıdığı Kazım Koyuncu ve Kemal Sahir Gürel ile bir araya gelerek bir demo kayıt yaptılar. Ardından “Hey Gidi Karadeniz” albümü piyasaya çıktı. Albüm hazırlıkları sürerken Kazım Koyuncu’ya “Gülbeyaz” dizi filminin müziklerini yapması teklifinde bulunulduğunda, yine bestesi Kazım Koyuncu’ya ait olan “Hey Gidi Karadeniz” adlı şarkıyı Gökhan Birben’in seslendirmesi ve dizinin yayınlanmasıyla bu şarkının büyük ilgi görmesi de albümün piyasaya çıkmasıyla büyük satış rakamlarına ulaşacağının önceden bir göstergesi gibiydi. Gökhan Birben özellikle 4.albüme kadar yöresinde unutulmaya yüz tutmuş şarkıları derleyip, yok olmalarını engellemek çabası içinde olduğunu belirtiyor. Her albümünde bir lazca ve bir hemşince şarkıya mutlaka yer vermek istediğini söyleyen Gökhan Birben, yöresine tek kelimeyle aşık ve tam bir doğa tutkunudur ve her fırsatta İstanbul’un kalabalığından kaçıp soluğu köyünde almaktadır. Özellikle Karadeniz’de büyük bir patlama yapan ilk albümünden sonra şuan 2.albüm hazırlıklarını da köyünde yapan Gökhan Birben’in yeni albümünün mayıs ayında çıkması bekleniyor.
 
 
HÜLYA POLAT
 
 
HÜSEYİN BIÇAK
 
 
İBRAHİM CAN
 
 
İSMAİL TÜRÜT
08.06.1965  yılında  Rize  Merkez  Ambarlık  Köyünde  üçü  erkek, biri  kız  olmak  üzere  dört  çocuklu  bir  ailenin, ikinci  büyük  çocuğu  olarak  dünyaya  geldim.
 
 
Babam  MUSTAFA  TÜRÜT,  çay  fabrikasında  işçi  olarak  çalışırken, annem  HAMDİYE  TÜRÜT  ev  hanımıydı.
İlkokulu,  köyüm  olan  Ambarlıkta, Ambarlık İlkokulunda  bitirdim. Yine  bu  dönemlerde, yaz  aylarında  CİMİL  YAYLA’sında  çobanlık  yapardım  ama  ilkokula  başladığım günden  beri  tek  hayalim  İSTANBUL’a  gidip  sanatçı  olmak  ve  türkü  söylemekti.
Ve 1979! 
Hayallerimin  gerçekleştiği  yıl;  İstanbul’a  gelişim. İlk  olarak  Bahçelievler’de  bir  yakınımın  sahibi  olduğu  markette  işe  girdim.  Bir  yıl  çalıştıktan  sonra  bu  kez  Bebek’te  bir  fırında  çalışmaya  devam  ettim.
Bu  arada da  hem  çalışıp  hemde  çay  bahçelerinde, düğün  salonlarında  ve  üçüncü  sınıf  gazinolarda  uvertür  olarak  çıkmaktaydım.
Yıl  1982!
İlk  kasetim  olan  “LAZ  UŞAĞI”nı  çıkardım. Kaset  ve  sahne  çalışmalarım  yıllarca  böyle  devam  etti. Yalnızca  Karadeniz’de  büyük  bir  isim  olup, kasetlerim  yüz binlerce  sattı.
1998  yılı, hayatımın  dönüm  noktası  oldu.
O  zamana  kadar  20  kaset  yapmış  olmama  rağmen  yalnızca  Karadeniz’de  tanınırken, 1998  yılında  İbrahim  Tatlıses’in  sahibi  olduğu  İDOBAY  müzik  firmasına  transfer  oldum.
Adeta  sanat  hayatıma  sıfırdan  başlamış  gibi  bir  çalışmanın  içine  girdim  ve  bir  anda  Türkiye’nin  gündemine  “OFLU  İLE  BAYBURTLU”  kaseti  ile  oturdum.
Bu  zaman  zarfında  çok  başarılı çalışmalara  imza  atarak, Karadeniz  müziğini  tüm  Türkiye’ye  sevdirdiğimi  düşünüyorum.
7  yıl boyunca  aralıksız  bir  şekilde  Kanal 7  televizyonunda  TÜRÜT  SHOW programını  yaptıktan  sonra, soyadımı  taşıyan  bu  programa  TGRT  ekranlarında devam  ettim. Yine  TGRT  televizyonuna  TİRVANA  isimli  26  bölümlük  bir  dizi  çektim.  15  parçama  klip  çekip,  sevenlerimin  beğenisine  sundum. 100’ün  üzerinde  söz  ve  müziği  bana  ait  esere  imza  attım.
İDOBAY  firması  kapanınca  bende  ayrılıp  hemşerim  olan  İSKENDER  ULUS’un  sahibi  olduğu  ULUS  MÜZİK  firması  ile  anlaştım. Halen  aynı  firma  ile  çalışmalarımı  sürdürmekteyim.
Türkiye’de  yurtiçi  ve  yurtdışında  olmak  üzere  en  çok  konser  veren  5  sanatçıdan  bir  tanesiyim.
Evli  ve  ikisi  kız  ikisi  erkek  olmak  üzere  4  çocuk  babasıyım. Çocuklarım  Deniz  (18), Yasemin  (11), Miraç  (9)  ve  Nazlıcan  (7).
 
 
KADİR İNANIR
 
KAMİL SÖNMEZ
Kamil Sönmez, (d. 1947, Perşembe-Ordu). Özellikle Karadeniz müziğinden türküler seslendiren Türk halk müziği sanatçısı, sinema ve tiyatro oyuncusu.
İlköğretimini Giresun'da tamamladıktan sonra, Ankara Devlet Konservatuarı Opera-Şan bölümüne girdi. 1967-1969 yılları arasında askerlik görevini yaptı. Askerlik sonrası Avni Dilligil Tiyatrosu’nda profesyonel tiyatro oyunculuğuna başladı. Sırasıyla Ankara Sahnesi ve Ankara Kardeş Oyuncular Tiyatrosu'nda çalışmalarını sürdürdü.
Tiyatro’da oyunculuğunu sürdürürken Zülfü Livaneli’nin yapımcılığında ilk plağı olan "İnce Memed - Hekimoğlu" ile şarkıcılığa başladı. Sonra halk türküleri sınavını kazanarak radyoya girdi. Karadeniz türkülerinin en önemli sanatçılarından biri oldu. Bu sırada sinema filmlerinde de rol aldı.
Kamil Sönmez, 1993 yılından beri Kültür ve Turizm Bakanlığı, Devlet Türk Halk Müziği korosunda solisttir. 1998 yılında Kültür Bakanlığı'nca verilen Devlet Sanatçısı unvanını almıştır.
 
KAZIM KOYUNCU
Kâzım Koyuncu (1971 - 2005), Laz, Karadenizli bir rock şarkıcısıdır.
Artvin'in Hopa ilçesine bağlı P´anç´ol Köyü'nde, 7 Kasım 1971'de doğdu. Resmi doğum tarihi 10 Mayıs 1972'dir. Müziğe ortaokul birinci sınıfta mandolin çalarak başladı. Çocukluğu, "üstadım" dediği, "Kemençeci Yaşar" lakabı ile tanınan Yaşar Turna'nın yanında türkü dinleyerek geçti. İstanbul'a üniversite eğitimi için geldikten sonra müzikle yoğun olarak uğraşmaya başladı. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden siyasi nedenlerle ayrıldı. 20 yaşında iken, 1992'de Ali Elver le "Dinmeyen" adlı özgün müzik grubunu kurdu ve profesyonel müzik yapmaya başladı. Daha sonra Lazca müzik yapmak için bu gruptan ayrılsa da rock'tan kopamadı ve Laz etnik müziğini rock tabanlı yorumlamaya başladı.
1993’te Mehmedali Barış Beşli ile birlikte Zuğaşi Berepe (Lazca: Denizin Çocukları) adlı rock müzik grubunu kurdu. Lazca rock yapma iddiası ile yola çıkan ve 1995'te Va Mişkunan (Bilmiyoruz), 1998'de de İgzas (Gidiyor) adlı albümleri yaparak bu iddialarını da gerçekleştiren grup, sınırlı sayıda (yalnızca 130 adet) basılmış bir konser albümü (Bruxel Live)çıkardıktan sonra 1999 yılında dağıldı.
Kazım Koyuncu, tek başına müziğe devam etti ve Salkım Söğüt adlı projelerin ikincisinde 3 şarkıyla yer aldı. 2001’de Viya adlı ilk solo albümünü çıkardı. Daha sonra Kanal D televizyonunda yayınlanan ve çok sevilen Gülbeyaz adlı dizinin hem müziklerini yaptı, hem de dizinin bazı bölümlerinde oyuncu olarak görev aldı ve bundan sonra yurt çapında tanınmaya başlandı. Daha sonra da Kemal Sahir Gürel ile birlikte Sultan Makamı adlı televizyon dizisinin müziklerini hazırladı.
Karadeniz müziğinin güçlü temsilcilerinden Fuat Saka, Volkan Konak ve Bayar Şahin ile birlikte düzenledikleri, büyük ilgi gören Hey Gidi Karadeniz konserler dizisinin de öncülüğünü yaptı. Nisan 2004'te çıkardığı ikinci solo albümü Hayde ile yoluna devam etti.
2004'ün sonlarında akciğer kanseri (Bir çeşit testis kanseri olan tümör akciğerinde bulunduğundan akciğer kanseri etkisi yaratmıştır) teşhisi konuldu ve tedavi görmeye başladı. 25 Haziran 2005'de, 34 yaşında, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. 26 Haziran 2005'te Harbiye Açık Hava Tiyatrosu'nda düzenlenen tören sonrası onbinler tarafından Hopa'ya uğurlandı. 27 Haziran 2005'te doğduğu köy olan P´anç´ol'da fındık ağaçlarının çevrelediği köy mezarlığında ebedi istirahatgahına konuldu. Fakat maalesef kendi isteği ile köyünde toprağa verilen sanatçıya dünya görüşü ve hayat duruşuyla kesinlikle bağdaşmayan şekilde anıt nezar yapılmaktadır. Adeta fındıklıklar ve doğadan izole edilmek istenircesine duvarlarla mermerlerle etrafı çevrilmektedir. Sanatçının sevenleri buna tepki göstermişler ve hiç değilse mezarın üzerinin mermerle kapatılmasına yönelik projenin değişmesini sağlamışlardır. Sevenlerinin toprağına dokunabileceği fakat onu ifade etmeyen duvarlarla çevrili bir mezar maalesef ailesi tarafından kendisine layık görülmüştür.
16 şarkının 4 tanesi konser kaydı, 4 tanesi (Dünyada Bir Yerde, Yalnızlığı Anla, Hoşçakal, Yine Burada) demo kayıt, geri kalanı ise farklı albümlerde (Gitarın Asi Çocukları (Anılar Düştü Peşime), Grup Patika/Aşk Beni Büyütmedi (Ayrılık Şarkısı), Seyduna (Hayat), Tuncay Akdoğan/Bir Nehir ki Ömrüm (Darbedar), Dinmeyen/Sisler Bulvarı (Askıda Yaşamak), dizi müziği (Le le le) yer alan Dünyada Bir Yerdeyim albümü ! Halkevleri tarafından Ocak 2007 çıkartıldı. Albüm gelirinin tamamı (!?) Kazım Koyuncu’nun adını yaşatacak, onun müziğini ve tüm değerlerini gelecek kuşaklara ulaştıracak bir projeye aktarılacak !!!
LEVENT KIRCA
MEHMET ASLANTUĞ
ORHAN GENCEBAY
ORHAN HAKALMAZ
RECEBİM
 
 
SAİT UÇAR
* SAİT UÇAR 03.04.1962 tarihinde Trabzon-Maçka-Hamsiköy'de doğdu.

* ilk ve orta öğrenimini Hamsiköy İlköğretim okulunda tamamladı.

* Öğrenimine Trabzon Ticaret lisesinde devam etti.

* Liseyi bitirdikten sonra İstanbul Radyosunda devam etti.

* Daha sonra TRT'nin açmış olduğu ses ve saz sınavına katıldı.

* İlk albümü "TÜTMEZDİ BACALARI" 1980 yılında HARİKA MÜZİK YAPIM dan çıkardı.

* SAİT UÇAR'ın Kemençeye olan iligisi çocukluk yıllarına dayanmaktadır.

* 24 albümünde sözü ve müziği tamamen kendisine ait olan SAİT UÇAR , İlk bestesini ortaokul yıllarında yaparak dikkatleri üzerine çekmiştir.

* 'Askere Gidişin','Almanya Paraları','Vurun Benim Sevdamı','İlacım Var Ellerde','Düşme El Ocağına','Rüyalarım Çok Acı','Gadırga Geceleri', 'Elimde Değil Gülmek','Yorgunum yorgun Deli','Yeşimim','Ben Köyümü Özledim','Benim İlacım Yayla','Davacıyım Yıllara','Evi Yakan Başkası', 'Tubaların Tubası','Madur mudur',son albümü ise 'YALANCI'yı çıkartarak çok iyi bir tiraj elde etti.

* YALANCI Albümünün ilk klibini ''Bir Sağdan Bir Soldan '' parçasına YÖNETMEN SERDAR SEKİ tarafından çekmiştir.

* Aynı zaman da bu klipde kendisine DÜNYA'ca ünlü kemençe sanatçıların dan Biri olan YUNAN asıllı İLLEKTRA eşlik etmiştir.

* Yaklaşık 23 yıldır profesyonel olarak müzikle iç içe olan KARADENİZ müziğinin usta ismi SAİT UÇAR'ın her çıkardığı albümü
yüzbinler sattı.

* İSMAİL TÜRÜT,HÜLYA POLAT,FADİME,BİZİM GÖNÜL ve daha birçok Karadenizli sanatçının albümünde besteleri ile de yer almıştır...
 
SONER ARICA
 
TARKAN
 
VOLKAN KONAK
Volkan Konak 1967 yılında Trabzon’un Maçka ilçesinde doğdu. İlk orta ve Lise Eğitimini Maçka ‘da tamamladıktan sonra, İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müsikisi Devlet Konservatuarına girdi. 1988 yılında Konservatuarı bitirip aynı yıl İstanbul Teknik Üniversitesinde Sosyal Bilimler Master Eğitimine başladı. Karadeniz Müziğini Evrensel Müzik formlarıyla buluşturarak, özgün bir yapıda yeniden şekillendiren Volkan konak, İlk albümü “Efulim”’i 1993 yılında yaptı. Albüm başta Karadeniz halkının ve müzikseverlerin beğenizini ve ilgisini kazandı daha sonra 1994 yılının Ekim ayında “Gelir misin Benimle”adlı albümünü hazırladı.ve askerlik görevi nedeniyle bir süre çalışmalarına ara verdi.
Askerlik görevini tamamladıktan sonra hemen üçüncü albümü ”Volkanik Parçalar”’ın çalışmasına başladı. Üç aylık çalışmadan sonrada bu albüm Müzikseverlerin beğenisine sunuldu. Volkan konak 1998 yılının Nisan ayında kendisi tarafından kurduğu “Kuzey Müzik Prodüksiyon” isimli firmasından “Pedaliza” isimli Albümünü Müzikseverlerin beğenisine sundu. 1993 yılından bu yana Albüm çalışmalarında yaklaşık elli adet bestesini sergilemiş ve bu çalışmalar sonunda Gazeteciler Cemiyeti, çeşitli vakıf ve dernekler tarafından yılın sanatçısı seçildi.1997 yılınıda Politika dergisi tarafından yılın en iyi Müzik sanatçısı seçildi. Volkan Konak’ın 1993 yılında ürettiği bir bestesinin tüm dünya hakları “Kuzey Müzik Prodüksiyon ile Fransız prodüktör Alain Finet tarafından yapılan sözleşme sonucunda Alain Finet tarafından satın alındı. Bu beste İspanyolca olarak tüm dünyada yayınlanmak üzere single olarak çıkarılacaktır.
2000 yılında “Şimal Rüzgarı” adlı albümünü DMC’ den çıkararak dinleyicilerine ulaştırdı. 2003 yılı Aralık ayında 3.5 yıl aradan sonra yine DMC etiketiyle yayınlanan “Maranda” isimli albümü ise büyük beğeni toplayarak 2004 e müzik dünyasının iddiaları yapımlarından biri olarak girdi.
 
YILDIZ KAPLAN
 
YILMAZ TURAN
 
 
ZEYNEP BAŞKAN

 
   
LAZ GENÇLİK  
   
laz radio  
   
laz hikaye  
   
 
   
Bugün 1 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol